Английский Язык - Турецкий язык
Определение to tell lies, exaggerate; to mislead; to deceive в Английский Язык Турецкий язык словарь
- bullshit
- {f} saçmalamak
- bullshit
- {i} saçmalık
Uydurma hikayeler en eğlenceli saçmalık türüdür.
-Apocryphal stories are the most fun variety of bullshit.
Anladım, bu yüzden saçmalık yok, değil mi?
-I got it, so no bullshit, okay?
- bullshit
- {i} zırva
- bullshit
- {i} saçma
Anladım, bu yüzden saçmalık yok, değil mi?
-I got it, so no bullshit, okay?
Her şeyde olduğu gibi, bu videodan yararlı olan her türlü bilgeliği alın, ve saçmalığı atın.
-As with all things, take from this video any wisdom that is useful, and discard the bullshit.
- bullshit
- zırvalamak
- bullshit
- {i} boş lâf
- bullshit
- Hassiktir!
- bullshit
- ünlem
- bullshit
- bok
Bu kadar boktan olur.
-This is such bullshit.
- bullshit
- {i} bok (Argo)
- bullshit
- kaba boğa dışkısı
- bullshit
- (fiil) saçmalamak
- bullshit
- ünlem Yalan! Saçma!
Связанные Термины
Английский Язык - Английский Язык
Определение to tell lies, exaggerate; to mislead; to deceive в Английский Язык Английский Язык словарь
- bullshit
to tell lies, exaggerate; to mislead; to deceive
Расстановка переносов
to tell lies, exaggerate; to mislead; to de·ceiveПроизношение
Resimler
Избранное