Şirketimiz o araştırma projesinde yer almak istiyor.
- Our company wants to take part in that research project.
Önemli olan oyunda kazanmak değil, oyunun içinde yer almak.
- The important thing is not to win the game, but to take part in it.
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
Tom diğer çocuklarla oyunlara katılmayacak kadar çok utangaçtır.
- Tom was too shy to take part in games with the other boys.
Partiye katılmak istedim fakat yapamadım.
- I wanted to take part in the party but I couldn't.
Ben şahsen oyuna katılmak istiyorum.
- For myself, I would like to take part in the game.
Here indeed, perhaps, by rule of antagonisms, may be the place to mention that, after King Richard’s return, there was a liberty of tourneying given to the fighting men of England.