Benjamin Harrison'un kampanyası iyi organize edilmişti.
- Benjamin Harrison's campaign was well-organized.
Kampanya başarılı oldu ve o seçimi kazandı.
- The campaign succeeded and he won the election.
Truman seçim gününe kadar mücadele etti.
- Truman campaigned until Election Day.
Eisenhower, savaşı sona erdirmek için mücadele etti.
- Eisenhower had campaigned to end the war.
Önemli olan oyunda kazanmak değil, oyunun içinde yer almak.
- The important thing is not to win the game, but to take part in it.
Şirketimiz o araştırma projesinde yer almak istiyor.
- Our company wants to take part in that research project.
Ben şahsen oyuna katılmak istiyorum.
- For myself, I would like to take part in the game.
Korkarım ki bu gece toplantıya katılamayacağım.
- I'm afraid I won't be able to take part in the meeting tonight.
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
Eğer mümkün olursa, bir sonraki toplantıya katılmak istiyorum.
- If it's at all possible, I'd like you to take part in the next meeting.