Bir kediyi evlat edinirken bir köpeği evlat edinmek için bir sebep yok.
- There is no reason to adopt a dog when we could adopt a cat.
Tom seni evlat edinmek istiyordu.
- Tom wanted to adopt you.
Demografik verileri izleyerek, hükümet doğum oranını teşvik edecek bir politika benimsemek zorunda kalmıştı.
- Following the demographic data, the government was obliged to adopt a policy that would stimulate birth rate.
Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
- Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
Evlat edinilen kız Panamalıdır.
- The adopted girl is from Panama.
Eşim bir çocuğu evlat edinmek istiyordu.
- My wife wanted to adopt a child.
Karım bir çocuk edinmek istiyor.
- My wife wanted to adopt a child.
Tom ve Mary bir çocuğu evlat edinmek istiyorlar.
- Tom and Mary want to adopt a child.