Ürün yüksek bir fiyat etiketi taşımaktadır.
- The product carries a high price tag.
Ad etiketini takman gerekiyor.
- You supposed to be wearing your name tag.
Cümleleri etiketlemek için en azından gelişmiş katılımcı olmak zorundasın.
- In order to tag sentences, you must, at least, be an advanced contributor.
Cümleleri etiketlemek için en azından gelişmiş katılımcı olmak zorundasın.
- In order to tag sentences, you must, at least, be an advanced contributor.
Lütfen her şeyin üzerine fiyat etiketlerini koymama yardım eder misin?
- Can you please help me put price tags on everything?
Tom muhtemelen peşine takılmak istemeyecek.
- Tom probably won't want to tag along.
Biz elim sende gibi oyunlar oynardık.
- We used to play games like tag.
Ben diğer çocuklarla elim sende oynamak istedim ama onlar bana izin vermediler.
- I wanted to play tag with the other children, but they wouldn't let me.
Kovalamak istiyor musun?
- Do you want to tag along?
Oyun alanında kovalamaca oynayan bir grup çocuk var.
- There are a bunch of kids playing tag on the playground.
Tom, Mary ve John sahada kovalamaç oynuyorlardı.
- Tom, Mary and John were playing tag on the playground.
Kovalamaca oynamak ister misin?
- Do you want to play tag?
Tom ve Mary kovalamaca oynuyor.
- Tom and Mary are playing tag.
Tom bir isimlik takıyor.
- Tom is wearing a name tag.
Regularly tag the rear ends of your sheep.
He tagged the runner for the out.
The tag was applied at second for the final out.
I am tagging my music files by artist and genre.
The tag provides a title for the Web page.