Ne tür bir iş yapmak istediğinizi düşünmelisiniz.
- You must consider what kind of work you want to do.
Mayuko zor iş yapmaktan kaçındı.
- Mayuko avoided doing hard work.
Çalışmak istemeyen, yemek de yemesin.
- If anyone is not willing to work, then he is not to eat, either.
Ortak çıkarları için birlikte çalışmaktaydılar.
- They had been working together for common interests.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to work in Paris I must freshen up on my French.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to work in Paris, I must brush up on my French.
Şimdiye kadar Shakespeare'in üç tane yapıtını okudum.
- I have read three of Shakspeare's works so far.
Darwin'in yapıtı her şeyi değiştirir.
- Darwin's work changes everything.
O, onlara karşı çok nazikti.
- He was very kind to them.
Delia'nın onlara allerjisi olduğu için bu yemek tarifinden fındıkları çıkarttım.
- I've left out the nuts in this recipe because Delia's allergic to them.
O bana göre altı yıl kıdemli.
- She is senior to me by six years.
Sen bana göre her şeysin.
- You are everything to me.
Bu kitap sana epey faydalı olabilir.
- This book may well be useful to you.
Kanatlarım olsa, sana uçarım.
- If I had wings, I would fly to you.
Avukat yeni yasayı bize açıkladı.
- The lawyer explained the new law to us.
Tom bize yazacağını söyledi.
- Tom said he would write to us.
Birlikte çalıştığım birinin yanında yaşıyorsun
- You live next to somebody I work with.
Bunu başka birine söyle.
- Tell it to somebody else.
Çek birine para ödeme yöntemidir.
- A check is a method of paying money to somebody.
Tom tanımadığı birinin yanında oturdu.
- Tom sat down next to someone he didn't know.
Üzgünüm size yazmam uzun sürdü.
- Sorry it took me so long to write to you.
Ben size yazabildiğim kadar kısa sürede yazacağım.
- I will write to you as soon as I can.
Genellikle işten ne zaman ayrılırsın?
- When do you usually get off work?
General Motors 76,000 işçisini işten çıkardı.
- General Motors laid off 76,000 workers.
Sabah ereksiyonu olmayan birine ödünç para verme.
- Don't lend money to someone who can't have a morning erection.
Amerika Birleşik Devletlerinde, hapşırdıklarında birine çok yaşa deriz.
- In the U.S., we say bless you to someone when they sneeze.
Bununla ilgili olarak, ben suçlu değilim.
- In relation to this, I am to blame.
Bunun için anahtarınız var mı?
- Do you have the key to this?
O çalışırken bir kaza yaptı.
- While working, he had an accident.
Bulaşık makinasının nasıl çalıştığını anlatabilir misin?
- Could you explain how the dishwasher works?
Siz de ona önceden söyleyebilirsiniz.
- You may as well say it to him in advance.
Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.
- I've got nothing to say to him.
Buna alışkın değilim.
- I'm not used to this.
O elbiseyi buna tercih ederim.
- I prefer that dress to this one.
Benim işyeri ile iyi bir iş yaparım.
- I do a good job with my work.
İşyerindeki kültürü nasıl tanımlardın?
- How would you describe the culture of your workplace?