Tom başarılı olmak için gerekli niteliklere sahip.
- Tom has what it takes to succeed.
O başarılı olmak istedi.
- He wanted to succeed.
Başarmak için çok çalıştı.
- He worked hard in order to succeed.
Tom başarmak için bir şansı olduğunu düşünmüyordu fakat o hiç olmazsa bir fırsat vermek istedi.
- Tom didn't think he had a chance to succeed, but he at least wanted to give it a shot.
Şüphesiz o, sınavda başarılı olacak.
- He will without doubt succeed in the exam.
Onun başaracağını umuyorum.
- I hope that he will succeed.
The team came through in the end and won the pennant.
Are you still seeing John? - No, it didn't work out.
She ascended to the thrown when her mother abdicated.
Autumn succeeds summer.
... You are going to be well equipped to succeed and compete ...
... them to hire and allow them to succeed. ...