Английский Язык - Турецкий язык
Определение to strike bluntly, particularly with the head в Английский Язык Турецкий язык словарь
- butt
- {i} izmarit
Yangının nedeni onun sigara izmaritiydi.
-The cause of the fire was his cigarette butt.
Kül tablasını boşalt, içi izmarit dolu.
-Empty the ashtray, because it's full of cigarette butts.
- butt
- süsmek
- butt
- bitişmek
- butt
- bitiştirmek
- butt
- {i} uç
Bir yarasa gökyüzünde bir kelebek gibi uçuyor.
-A bat flying in the sky looks like a butterfly.
O, kelebeklerin nasıl uçtuğunu gözledi?
-She observed how butterflies fly.
- butt
- kesmek
- butt
- göt
- butt
- {i} nişan
- butt
- {f} toslamak
- butt
- müdahale etmek
- butt
- {f} tos vurmak, süsmek, boynuzlamak
- butt
- {f} kafa atmak
- butt
- {i} sap
- butt
- bitişme
- butt
- {i} tos
Tostunda tereyağı istediğini düşündüm.
-I thought you'd want butter on your toast.
Keiko, hiç tereyağlı tostun var mı?
-Keiko, do you have any buttered toast?
- butt
- herhangi bir şeyin enli ucu veya sapı
- butt
- {i} alay konusu kimse
Связанные Термины
Английский Язык - Английский Язык
Определение to strike bluntly, particularly with the head в Английский Язык Английский Язык словарь
- butt
to strike bluntly, particularly with the head
Расстановка переносов
to strike bluntly, par·ti·cu·lar·ly with the headПроизношение
Resimler
Избранное