Gayretin övgüye şayan.
- Your effort deserves praise.
Eğer gayret etmezse, hiç kimse İngilizceye hakim olamaz.
- No one can master English if he doesn't make effort.
Çabalar sonuç getirmedi.
- The efforts brought about no effect.
Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
- In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
Yabancı dil bilgisi, beyin etkinliğini uyarır.
- Knowledge of foreign languages stimulates brain activity.
Gece boyu süren sağanak yağış, mahsur kalan feribottaki kazazedeleri kurtarma çalışmalarına sekte vurdu.
- Heavy rain throughout the night has hampered efforts to rescue survivors from the stricken ferry.
Çalışma çok fazla enerji alır fakat bu çabaya değer.
- Study takes a lot of energy, but it is worth the effort.
O, çaba harcamadan ağaca tırmandı.
- He climbed up the tree without effort.
Tom özür dilemek için hiçbir çaba harcamadı.
- Tom made no effort to apologize.
Ekonomiyi canlandırmak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız.
- We must do everything we can to stimulate the economy.
Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır.
- In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.
Övgü öğrencileri çok çalışmaya teşvik eder.
- Praise stimulates students to work hard.
Demografik verileri izleyerek, hükümet doğum oranını teşvik edecek bir politika benimsemek zorunda kalmıştı.
- Following the demographic data, the government was obliged to adopt a policy that would stimulate birth rate.
Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı.
- Falling interest rates have stimulated the automobile market.
Hayal gücümü canlandırdı.
- It stimulated my imagination.
... and has all brain we close down to further stimulate if you checked it ...
... individually in response to different needs and stimulate he also believe this ...