Lütfen daha yavaş konuşabilir misin?
- Could you speak more slowly, please?
Lütfen daha yavaş konuşun.
- Please speak more slowly.
Döner kavşağın amacı trafiği yavaşlatmaktır.
- The purpose of a roundabout is to slow down traffic.
Şimdi ağırdan alıyorum.
- I'm taking it slow right now.
Onlar sahneyi ağır çekimle gösterdiler.
- They showed the scene in slow motion.
Bu hafta zaman çok yavaş geçti.
- Time passed very slowly this week.
Çocukluk çağında, zaman yavaş olarak geçer.
- In childhood, time passes slowly.
Tom romanı onlara önerdi.
- Tom recommended the novel to them.
O, onlara karşı çok nazikti.
- He was very kind to them.
Araba sürerken virajlarda yavaşlamak zorundasınız.
- When you are driving, you should slow down on corners.
Yavaşlamak isteyebilirsin.
- You may want to slow down.
Bu günlerde iş çok kesat.
- Business is so slow these days.
İşler gerçekten kesatlaştı.
- Business has really slowed down.
Basketbolla karşılaştırıldığında, beyzbolun biraz yavaş ve sıkıcı olabileceği düşünülebilir.
- Compared to basketball, baseball might be considered a little slow and boring.
Oyun yavaş ve sıkıcıydı.
- The game was slow, and it was also boring.
Saatimi ayarlamalıyım. Geri kalmış.
- I must adjust my watch. It's slow.
Kol saatim geri kalmış olmalı.
- My watch must be slow.
Sen bana göre her şeysin.
- You are everything to me.
Bana göre bir anlamı yok.
- It doesn't make sense to me.
Mayuko'yu sana tanıtmama izin ver.
- Allow me to introduce Mayuko to you.
Bu kitap sana epey faydalı olabilir.
- This book may well be useful to you.
Niçin geç kaldığını bize açıklamasını talep ettik.
- We demanded that he explain to us why he was late.
Tom bize yazacağını söyledi.
- Tom said he would write to us.
Birlikte çalıştığım birinin yanında yaşıyorsun
- You live next to somebody I work with.
Bunu başka birine söyle.
- Tell it to somebody else.
Çek birine para ödeme yöntemidir.
- A check is a method of paying money to somebody.
Tom tanımadığı birinin yanında oturdu.
- Tom sat down next to someone he didn't know.
Üzgünüm size yazmam uzun sürdü.
- Sorry it took me so long to write to you.
Bu iş için başvuruda bulunmak size kalmış.
- It is up to you to apply for the job.
Yavaşlamamız gerekmiyor mu?
- Shouldn't we slow down?
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
- Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
Eğer uçağın kaza yapacağını birine söylersen, bu söylem hiç bir şey ifade etmeyecek.
- If you say this to someone whose plane is going to crash, this phrase is not going to mean anything.
Amerika Birleşik Devletlerinde, hapşırdıklarında birine çok yaşa deriz.
- In the U.S., we say bless you to someone when they sneeze.
Tom hâlâ hayatta olsaydı bugün nasıl görünürdü?Aşağıdaki fotograf kullanımı, bunun bir cevabını bulmaya çalışıyor.
- How would Tom look today if he were still alive? The following photomanipulation attempts to find an answer to this.
Bunun için anahtarınız var mı?
- Do you have the key to this?
Saat on dakika geri kalmış.
- The clock is ten minutes slow.
Saatim beş dakika geri kalmış.
- My watch is five minutes slow.
Kağıt uçak yavaş yavaş yere düştü.
- The paper plane fell slowly to earth.
Tom baş aşağı yavaş yavaş yürüyordu.
- Tom was walking slowly with his head down.
Meseleyi ona bırakmaktan başka çaremiz yoktu.
- We had no choice but to leave the matter to him.
Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.
- I've got nothing to say to him.
Buna asla alışmayacağım.
- I'll never get used to this.
O elbiseyi buna tercih ederim.
- I prefer that dress to this one.
He that is slow to wrath is of great understanding. --Prov. xiv. 29.
These changes in the heavens, though slow, produced Like change on sea and land, sidereal blast. --Milton.
John is very slow; he is ten seconds behind everybody else when it comes to math.
That clock is slow.
a slow train.
I'm just sitting here with a desk of cards, enjoying a slow afternoon.
Speak more slowly, please!
- Speak more slowly, please.
Please speak more slowly!
- Please speak more slowly.
... quite slow to get into who owns that second screen and ...
... And it's not a good idea to slow down South Korea. ...