Son yaprak düştüğünde, ben de gitmeliyim.
- When the last leaf falls, I must go, too.
Kuru bir yaprak yere düştü.
- A dead leaf fell to the ground.
Meg dört yapraklı yonca buldu.
- Meg found a four leaf clover.
Yeterince yapraklı sebze yemiyoruz.
- We don't eat enough leafy vegetables.
Tom beyaz bir sayfa açmak istiyor.
- Tom wants to turn over a new leaf.
Hayatında beyaz bir sayfa açtı.
- He turned over a new leaf in life.