Sana ateş etmek zorunda olmak istemiyorum.
- I don't want to have to shoot you.
Seni vurmak istemiyorum, fakat zorunda kalırsam, vururum.
- I don't want to shoot you, but I will if I have to.
Seni vurmak istemiyorum.
- I don't want to shoot you.
Seni vurmak istemiyorum.
- I don't want to shoot you.
Tom silahsız bir insanı vurmakla suçlandı.
- Tom has been accused of shooting an unarmed man.
Ben polis. Karakola kadar gelir misiniz? N-neden? Kasabanın ortasında tabancayla ateş etmeye gitmenin bir suç olmadığını düşünemiyor musun?!
- This is the police. Would you mind coming down to the station? W-why? You can't think it's not a crime to go shooting guns off in the middle of town?!
Asker silahsız bir düşmana ateş etmeyi reddetti.
- The soldier disdained shooting an unarmed enemy.
Keşke desteksiz atmadan önce onun hakkında düşünseydin.
- If only you'd thought of that before shooting your big mouth off.
Düşük açıdan çekim yapmak bacaklarınızı daha uzun gösterir.
- Shooting from a low angle makes your legs appear longer.
Tom'un Mary'ye ateş edecek cesareti yoktu.
- Tom didn't have the guts to shoot Mary.
Ben polis. Karakola kadar gelir misiniz? N-neden? Kasabanın ortasında tabancayla ateş etmeye gitmenin bir suç olmadığını düşünemiyor musun?!
- This is the police. Would you mind coming down to the station? W-why? You can't think it's not a crime to go shooting guns off in the middle of town?!
Öldürmek için ateş etmemiz söylendi.
- We were told to shoot to kill.
Tom öldürmek için ateş etmedi.
- Tom didn't shoot to kill.
Tom öldürmek için ateş etmedi.
- Tom didn't shoot to kill.
Öldürmek için ateş etmemiz söylendi.
- We were told to shoot to kill.
Fotoğraf çekimi eğlencelidir.
- The photo shoot was fun.
Çekim yaklaşık öğleyin başladı.
- The shooting started around noon.
Tom'un Mary'ye ateş ettiğini gördüm.
- I saw Tom shoot Mary.
Ben polis. Karakola kadar gelir misiniz? N-neden? Kasabanın ortasında tabancayla ateş etmeye gitmenin bir suç olmadığını düşünemiyor musun?!
- This is the police. Would you mind coming down to the station? W-why? You can't think it's not a crime to go shooting guns off in the middle of town?!
Bu tank hareket halinde atış yapabilir.
- This tank can shoot on the move.
Her zaman atış yaparım, hedefi ıskalarım.
- Every time I practice shooting, I miss the target.
The man, in a desperate bid for freedom, grabbed his gun and started shooting anyone he could.
His idea was shot on sight.
shoot the rapids.
Shoot! I forgot! I have to go and get ready.
In my round of golf yesterday I shot a 76.
... If you don't dribble, pass, or shoot, and have ...
... FEMALE SPEAKER: Oh, shoot. ...