Kitabı satmak istemedi. - She didn't want to sell the book.
Tom'un sağlık giderlerini karşılamak için arabasını satmak zorunda kaldığından şüpheliyim. - I doubt that Tom had to sell his car in order to raise money for medical expenses.
Английский Язык - Английский Язык
Определение to sell for в Английский Язык Английский Язык словарь