Tom yeniden planlama yapmak zorunda kalacağını söyledi. - Tom said he'd have to reschedule.
Tom yeniden planlama yapmak zorunda kalacağını söyledi.
Tom said he'd have to reschedule.
Toplantı yeniden planlanmayacak. - The meeting isn't going to be rescheduled.
Toplantı yeniden planlanmayacak.
The meeting isn't going to be rescheduled.