Sana güvenmek istiyorum.
- I'd like to confide in you.
Ona sır vermek için erkek kardeşine yeterince güvenmiyordu.
- He didn't trust his brother enough to confide in him.
Onu sana sır olarak söyledim, öyleyse niçin Jane'e ondan bahsettin?
- I told you that in confidence, so why did you tell Jane about it?
Tom'un yapacağını söylediği şeyi yapacağına eminim.
- I'm confident that Tom will do what he says he'll do.