to represent by lines; to delineate; to portray

listen to the pronunciation of to represent by lines; to delineate; to portray
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to represent by lines; to delineate; to portray в Английский Язык Турецкий язык словарь

line
{i} hat

Tom'un grev hattını geçecek cesareti olduğundan şüpheliyim. - I doubt that Tom has the courage to cross the picket line.

Onu aradım, ancak hat meşguldü. - I called her, but the line was busy.

line
{f} doldurmak
line
sıralamak
line
(Argo) kandırıcı sözler
line
ton
line
çizgilerle göstermek
line
astarlamak
line
doğru çizgi
line
sıra oluşturmak
line
desen
line
(tenek ve deniz) hat
line
çizgi

Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir. - These two lines cut across each other at right angles.

Tom kağıda düz bir çizgi çizdi. - Tom drew a straight line on the paper.

line
{i} kablo
line
{f} kaplamak
line
ölçme ipi
line
(İnşaat) boru, hat, çizgi
line
{i} bilgi
line
kısa mektu
line
{i} kuyruk

Tom kuyruktaki son kişi. - Tom is the last person in line.

Tom bir saat kuyrukta bekledi. - Tom stood in line for an hour.

line
dizgin
Английский Язык - Английский Язык
line

All the pictures fairest lined Are but black to Rosalind.

to represent by lines; to delineate; to portray

    Расстановка переносов

    to rep·re·sent by lines; to delineate; to por·tray

    Произношение

Избранное