Tom'u hep böyle anımsamak istemez miydiniz?
- Wouldn't you want to remember Tom always in this fashion?
Bunu hatırlamak kolay.
- It's easy to remember.
Onun adını hatırlamak çok zordur.
- His name is very difficult to remember.
Küçük şey küçük akılları memnun eder.
- Little thing please little minds.
Çok sayıda insan çok sayıda akıl.
- So many men, so many minds.
Onun çok hızlı bir hafızası var.
- She has a very quick mind.
Tom çocuklar yedikten sonra yemek yemeye önem vermediğini söyledi.
- Tom said he didn't mind eating after the children ate.
Bir yapının inşa edilebilmesinden önce mimarın zihninde yüzlerce kez canlandırılması gerekir.
- A building, before it can be constructed, has to be visualized hundreds of times in the mind of an architect.
Arkadaşlarının kim olduğunu hatırlamak önemlidir.
- It is important to remember who your friends are.
Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi.
- My Japanese teacher used to use a song to help us remember verb conjugations. No one really sang along.
Beni istasyonda karşılamayı unutmayın.
- Remember to meet me at the station.
Lütfen mektubu postalamayı unutmayın.
- Please remember to mail the letter.
Tom'un beni anımsayıp anımsamayacağını merak ediyorum.
- I wonder whether Tom will remember me.
Tanıştığımız günü anımsarım.
- I remember the day we met.
Şimdi bile, ara sıra seni görmek istediğimi düşünüyorum. Fakat bugünkü seni değil geçmişten hatırladığım seni.
- Even now, I occasionally think I'd like to see you. Not the you that you are today, but the you I remember from the past.
Tom onu hatırlayıp hatırlamadığını bilmek istiyor.
- Tom wants to know if you remember him.
Tom Mary'yi hatırlayıp hatırlamadığınızı bilmek istiyor.
- Tom wants to know if you remember Mary.
Sana çakmak için iyi bir düşüncem var,zira çok kaba davrandın.
- I have a good mind to strike you for being so rude.
Tom insanların düşüncelerini okuyabileceğini iddia ediyor.
- Tom claims that he can read people's minds.
Tom aklına gelen ilk şeyi söyleme eğilimindedir.
- Tom tends to say the first thing that comes to his mind.
Aklıma iyi bir fikir geldi.
- A good idea came into my mind.
Son anda aklına iyi bir fikir geldi.
- A good idea came across his mind at the last moment.
Bütün yapman gereken, bu üç basit adımı unutmamak.
- All you need to do is remember these three very simple steps.
Yarın bu kitabı satın almayı unutmamak zorundayım.
- I have to remember to buy this book tomorrow.
Onun adını hatırlayamıyorum.
- I can't remember her name.
O beni hatırlamayabilir ama ben onu hatırlarım.
- She may not remember me, but I do remember her.
Is the land where all's forgot.
Her set gaze gathered.
Please remember me to your brother.
Please remember this formula!.
I remember locking the door.
Remember to lock the door when you go out.
You don't have to remind him, he remembers very well.
... we've always got to remember that. ...
... this gorgeous guitar. And so that's what I remember about that. ...