Oda bu amaç için gayet uygun.
- The room is perfectly suitable for this purpose.
Araştırma amaçları için bir oda ayırın.
- Allocate a room for research purposes.
Alan askeri amaç için kullanılır.
- The site is used for military purposes.
Ziyaretinizin amacı nedir?
- What is the purpose of your visit?
Çok sayıda öğrenci müzik eğitimi yapmak amacıyla Avrupa'ya gider.
- Many students go to Europe for the purpose of studying music.
Yolculuğunun amacı nedir?
- What's the purpose of your trip?
Palyaço kasıtlı olarak düştü.
- The clown fell down on purpose.
O onu kasıtlı yapmadı.
- He didn't do it on purpose.
Bunu mahsus yapıyorsun!
- You're doing it on purpose!
Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir.
- No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.
Tom bunu kasten yapmadı.
- Tom didn't do it on purpose.
Bunu kasten yaptın, değil mi?
- You did this on purpose, didn't you?
... So sometimes the purpose of the community [INAUDIBLE], so ...
... the law to subvert this for the purpose of taking control away from the owner. That makes ...