Mektubu postalamak için postaneye gitti.
- He went to the post office to mail the letter.
Tom bir mektup postalamak için postaneye gitti.
- Tom went to the post office to mail a letter.
Evimin önünde bir postane var.
- There is a post office in front of my house.
Lütfen mektupları postalamayı unutma.
- Please don't forget to post the letters.
Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.
- Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women.
Modern sonrası tesislerin eksikliği birçok nakliyatçılar için sıkıntıya neden oldu.
- The lack of modern post facilities caused trouble for many shippers.
Bu kitap, ölümünden sonra yayımlandı.
- The book was published posthumously.
Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.
- Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women.
Köprü on kolonla destekleniyor.
- The bridge is supported by 10 posts.
Başını bir sütuna çarptı.
- He bumped his head against a post.
Lütfen mektupları postalamayı unutma.
- Please remember to post the letters.
Yarın mektupları postalamayı unutma.
- Remember to post the letters tomorrow.
Onun yakın zamanda yayımlanan öykü koleksiyonu Esperanto'da post modern eserlerin meraklılarını heyecanlandırıyor.
- Her recently-released short story collection thrills enthusiasts of postmodern works in Esperanto.
Postane kolejden uzak değildir.
- The post office is not far from your college.
Bu ülkede posta hizmeti hızlı değildir.
- The postal service in this country isn't fast.
Pazar günü posta hizmeti var mı?
- Is there postal service on Sunday?
O, idari bir göreve yükseltildi.
- He was advanced to a managerial post.
O, hastalık nedeniyle görevinden istifa etti.
- He resigned his post on account of illness.
Ben, birkaç saatliğine ev işimi yapmayı erteledim.
- I postponed doing my housework for a few hours.
Tom işleri her zaman erteliyor.
- Tom is always postponing things.
Lütfen bu mektubu postalamayı unutma.
- Please remember to post this letter.
Lütfen mektupları postalamayı unutma.
- Please don't forget to post the letters.
post game - oyun sonarsı.
Şu an için yeni görevinize katlanmalısın. Sana bugünlerden birinde daha iyi bir yer bulacağım.
- You must put up with your new post for the present. I'll find you a better place one of these days.
Buraya posta gönderme yerine Twitter'ı kullan.
- Instead of posting here, use Twitter.
Mail items posted before 7.00pm within the Central Business District and before 5.00pm outside the Central Business District will be delivered the next working day.
sent via post; parcel post''.
He prided himself on looking neat even when he was riding post.
Since Jim was new to the game, he had to post $4 in order to receive a hand.
Lew reckons he had three options for the cash-cow which was Premier post the Coles sale.
I couldn't figure it out so I posted a question on Usenet.
Post no bills.
Thanks for saving my hide.
- Benim postumu kurtardığın için teşekkürler.
Mary had a little lamb whose fleece was white as snow.
- Mary'nin postu kar gibi beyaz olan küçük bir kuzusu vardı.
... someone to edit their long post in to fit and asked them ...
... Another one was the "Huffington Post," which ...