Hayat bir kaktüsten bal yalamak gibidir.
- Life is like licking honey off a cactus.
Bir sigara içenle öpüşmek bir kül tablasını yalamak gibi bir şeydir.
- Kissing a smoker is like licking an ashtray.
Onun seni yalamasına izin verme.
- Don't let him lick you.
Tom'un köpeği insanların yüzlerini yalamayı seviyor.
- Tom's dog likes to lick people's faces.
Dışarıda yemek yemek çok pahalıya mal olur.
- It costs a lot of money to eat out.