Onların onun etrafını çevirdiğini gördüm.
- I saw them surrounding him.
Aslanlar Tom'u her tarafından çevirdi.
- Lions surrounded Tom on all sides.
Askerler köyü kuşattı.
- The soldiers surrounded the village.
Polis tarafından kuşatıldık.
- We're surrounded by police.
Evin etrafını çevirttik.
- We've got the house surrounded.
İngiliz dili bir deniz gibi etrafımızı sarıyor.
- The English language surrounds us like a sea.
Müzik hayatımızı hava gibi çevreler.
- Music surrounds our lives like air.
Kısa sürede yeni çevreye alıştı.
- He soon got used to the new surroundings.