Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Dünya üzerinde mutluluğu çoğaltmanın tek yolu onu bölmektir.
- The only way on Earth to multiply happiness is to divide it.
Tom bölmek değil birleştirmek istedi.
- Tom wanted to unite not divide.
Yol burada ikiye bölünür.
- The road divides here into two.
Kendisine karşı bölünmüş bir ev ayakta kalamaz.
- A house divided against itself cannot stand.