O, çitin üzerinden atladı.
- He jumped over the hedge.
Yol çitlerle sınırlanmıştır.
- The path is bordered with hedges.
O, adaleti engellemekle suçlanıyordu.
- He was accused of obstruction of justice.
Çalı budama makası ve ot biçme makinesi garajdadır.
- The hedge clippers and weed whacker are in the garage.
Adaleti engelliyorsun.
- You're obstructing justice.
Büyük bir direk göl manzarasını engelliyor.
- A large pillar obstructs the view of the lake.
Kasaba su ikmali ağır yağışlar tarafından ciddi şekilde engellendi.
- The town water supply was seriously obstructed by heavy rainfalls.
Onlar bizim planımızı engellediler.
- They obstructed our plan.