to observe over a period of time; to notice or pay attention

listen to the pronunciation of to observe over a period of time; to notice or pay attention
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to observe over a period of time; to notice or pay attention в Английский Язык Турецкий язык словарь

watch
{f} bakmak

Biz hangi programın açık olduğuna bakmaksızın televizyon izlemeye eğilimliyiz. - We are apt to watch television, irrespective of what program is on.

watch
{f} gözlemek
watch
{i} dikkat etme

Onunla konuşurken lisanına dikkat etmelisin. - You should watch your language when you talk to her.

Buradaki kaplanlara dikkat etmeli miyiz? - Do we need to watch out for tigers around here?

watch
tarassut etmek
watch
nezaret etmek
watch
(Bilgisayar) gözle

Bir gün hayatın gözlerinin önünde hızla akıp gidecektir. Emin ol, izlemeye değer. - One day your life will flash before your eyes. Make sure it's worth watching.

O gözyaşları içindeki kırmızı gözleri ile filmi izliyordu. - She was watching the film with her eyes red in tears.

watch
(Askeri) gemilerde beklenen nöbet
watch
(Askeri) vardıya
watch
-e göz kulak olmak
watch
gözetleme
watch
{f} izle

Babam genellikle akşam yemeğinden sonra televizyon izler. - My father usually watches television after dinner.

Code Lyoko'yu izlemeyi seviyorum. - I like watching Code Lyoko.

watch
{f} kollamak
watch
{i} gözetleme, tarassut
watch
(Askeri) GÖREV SÜRESİ: Bak. "tour of duty"
watch
{f} gözetlemek
watch
{i} nöbetçilik, nöbet tutma
watch
{i} nöbet yeri/süresi
watch
{i} gözaltı
watch
{i} kol saati; cep saati
watch
{f} yolunu gözlemek
Английский Язык - Английский Язык
watch

Put a little baking soda in some vinegar and watch what happens.

to observe over a period of time; to notice or pay attention

    Расстановка переносов

    to ob·serve over a pe·ri·od of time; to no·tice or pay at·ten·tion

    Произношение

Избранное