O her sabah koşmaya gider.
- She goes running every morning.
O her sabah koşmaya gider.
- He goes running every morning.
Ertesi sabah erken başlamayı kararlaştırdık.
- We agreed to start early the next morning.
Tom ve ben bir kuyu kazmaya başlamayı planlıyoruz.
- Tom and I plan to start digging a well tomorrow morning.
Tom bu sabah geç bir başlangıç yaptı.
- Tom got a late start this morning.
O her sabah koşmaya gider.
- He goes running every morning.
O her sabah koşmaya gider.
- She goes running every morning.
Sadece yarın sabah altıda burada olmak zorundasın.
- You only have to be here at six tomorrow morning.
Yarın sabah Osaka'ya hareket ediyoruz.
- We start for Osaka tomorrow morning.
Good morning, everybody.
- Good morning, everyone.
Mr Smith left Japan this morning.
- Mr. Smith left Japan this morning.
... fiat is part of the byzantine tradition of isolating the morning ...
... Chuck Painter: Good morning, Mr. President. ...