Hava kirliliğini önlemek için tedbirler almalıyız.
- We have to take steps to prevent air pollution.
Tom kazayı önlemek için bir şey yapmış olamazdı.
- Tom couldn't have done anything to prevent the accident.
Arkadaşları onun dondurma yemesini engellemek için buzluğa asma kilit takmak zorunda kaldılar.
- Her friends had to padlock the freezer to prevent her from eating ice cream.
Tom'un onu yapmasını engellemek için elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
- I'm going to try my best to prevent Tom from doing that.
Tom Mary'nin polise gitmesini engellemeye çalıştı.
- Tom tried to prevent Mary from going to the police.
Tom Mary'nin orduya katılmasını engellemeye çalıştı.
- Tom tried to prevent Mary from joining the army.
Trafik kazası treni yakalamamı engelledi.
- The traffic accident prevented me from catching the train.
Hastalık onun işini yapmasını engelledi.
- Illness prevented him from doing his work.