Tom ona özel ders vermemi istiyor.
- Tom wants me to coach him.
Tom yeni yardımcı antrenördür.
- Tom is the new assistant coach.
İyi bir antrenör bu takımı eğitir.
- A good coach trains this team.
Kitapların hepsi öğretici değil.
- Not all of the books are instructive.
Hikaye hem ilginç hem de öğretici.
- The story is at once interesting and instructive.
İnsanlara öğretmek için hayvanları kullanırım.
- I use animals to instruct people.
Oyuncuların çoğu grip yüzünden keyifsiz oldukları için koç oyunu iptal etti.
- The coach called off the game because many of the players were down with the flu.
Benim koç günde 6000 kalori yer.
- My coach eats 6,000 calories a day.
O, posta arabasını soydu.
- He robbed the mail coach.
Ben bir koç çalıştırmak istiyorum.
- I wanted to hire a coach.
O yirmili yaşlarda bir aerobik eğitmeni olarak çalıştı.
- She worked as an aerobics instructor in her twenties.
Sizde benim otoriter bir eğitmen olduğumu bilseniz iyi olur.
- You may as well know that I am a strict instructor.
Listen carefully when someone instructs you to assemble.