Leyla cinayet işlemek için komplo kurmakla suçlanıyordu.
- Layla was charged with conspiracy to commit murder.
Programı işlemek için en az bir yıl istekli olmalısın.
- You must be willing to commit to the program for at least a year.
Bir komite oluşturmak için oylama yaptılar.
- They voted to create a committee.
Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.
- The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
Arkadaşım işlemediği bir suç için sorumluluk üstlenmeyi bitirdi.
- My friend ended up taking the rap for a crime he didn't commit.