Tom boynuz çerçeveli gözlük takar.
- Tom wears horn-rimmed glasses.
Bufaloların büyük boynuzları var.
- Buffaloes have big horns.
Tom kornaya basmaya devam etti.
- Tom continued to honk the horn.
Tom arabanın kornasını birkaç kez çaldı.
- Tom honked the car's horn several times.
Tom, Fransa'da bir Çin lokantasında İngiliz borusu ile İspanyol halk melodisi çaldı.
- Tom played a Spanish folk tune on his English horn at a Chinese restaurant in France.
loudspeaker horn.
an umbrella with a handle made of horn.
hunting horn.
... the sultans left the golden horn is a copy ...
... those overlooking the golden horn ...