Konuşma ile devam etmek istiyorsan biraz daha düşük konuşsan iyi olur.
- If you want to go on with the conversation, you'd better speak a bit lower.
Haklısın. Yaşamaya devam etmek zorundayım.
- You're right. I have to go on living.
Bu dünyada insan gibi davranmaya devam etmek zordur.
- In this world, it's difficult to go on behaving like a human being.
Okuldan mezun olmak için devam etmeyecek.
- He won't go on to graduate school.
Yolculuğa çıkmadan önce saç tıraşı olmak istiyorum.
- I want to get a haircut before I go on the trip.
Okuldan mezun olmak için devam etmeyecek.
- He won't go on to graduate school.
Tom da pikniğe gitmek istiyor, onu davet etmeliyiz.
- Tom would like to go on the picnic, too. We should invite him.
Gittikçe daha fazla çift balayı gezilerine yurt dışına gitmektedir.
- More and more couples go on honeymoon trips abroad.
Tom diyet yapmaya ve biraz zayıflamaya karar verdi.
- Tom decided to go on a diet and lose some weight.
O bir diyet yapmaya çalıştı ve beş kilo kaybetti.
- She tried to go on a diet and lose five kilograms.
I didn't make a decision because I didn't have anything to go on.
I really don't want to know what goes on between you and your boyfriend behind closed doors.
In order to get to town, I decided to go on the bus.
First of all, you go on about it far more than you think you do, ..
We cannot allow this state of affairs to continue any longer.
- We cannot allow this state of affairs to go on any longer.