to foretel, prophesy, foreshow

listen to the pronunciation of to foretel, prophesy, foreshow
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to foretel, prophesy, foreshow в Английский Язык Турецкий язык словарь

predict
{f} önceden haber vermek
predict
tahmin et

Tom Mary'nin yarışı kazanacağını önceden tahmin etti. - Tom predicted Mary would win the race.

Olaylar tam onun tahmin ettiği gibi meydana geldi. - The events unfolded just as she predicted.

predict
öngörüde bulunmak
predict
-e dair kehanette bulunmak
predict
önceden bildirmek
predict
bir şeyin vukuunu önceden haber vermek
predict
predictionkehanet
predict
önceden haber verme
predict
{f} kehanette bulunmak
predict
{f} önceden söylemek: That economist predicted the present recession. O ekonomist şimdiki durgunluğun olacağını önceden söylemişti
Английский Язык - Английский Язык
{v} predict
to foretel, prophesy, foreshow
Избранное