Onu takip etmek zorunda kaldım.
- I was compelled to follow her.
Tom'u takip etmek zorundayız.
- We have to follow Tom.
Tom'u izlemek zorunda değiliz.
- We don't have to follow Tom.
Siz beyefendiler beni izlemek ister misiniz?
- Would you gentlemen like to follow me?
Onlara dava açmak istemiyorum.
- I don't want to sue them.
Ona dava açmak istemiyorum.
- I don't want to sue him.
Trafik kurallarını takip etmek önemlidir.
- Following traffic rules is important.
Sıkı bir diyet takip etmek önemlidir.
- It's important to follow a strict diet.
Anne Alice'in onu takip etmesini belirtti.
- The mother signed to Alice to follow her.
Sosyal görevliden Stevenson ailesi hakkındaki bilgiyi takip etmesi istedi.
- The social worker was asked to follow up the information about the Stevenson family.
O, benim onu izlemem gerektiğinin işaretini verdi.
- He signaled that I should follow him.
Biz onun dersini izlemeliyiz.
- We should follow his example.
Köpek beni evime kadar izledi.
- The dog followed me to my home.
Ben hukuku izleyeceğim.
- I will follow the law.
O emirleri dinlemekten başka seçeneğim yok.
- I have no choice but to follow those orders.
Yapacağın tek şey onun tavsiyesini dinlemek.
- All that you have to do is to follow his advice.
Sadece talimatlara uymak zorundasın.
- You only have to follow the instructions.
Onlara uymak zorunda değiliz.
- We don't have to follow them.
10 a 1 ölçeğinde, lütfen aşağıdaki dillerdeki yeterliliğini sınıflandır.
- On a scale of 1 to 10, please rate your proficiency in the following languages.
Aşağıdaki malzemelere ihtiyacım var.
- I need the following items.
Neden seni dava etmek isteyeyim?
- Why would I want to sue you?
Tom'u dava etmek istemiyorum.
- I don't want to sue Tom.
Plastik cerrah yüz germeyi eline yüzüne bulaştırdı ve milyonlarcası için dava açıldı.
- The plastic surgeon botched the facelift and was sued for millions.
Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.
- We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.
İlaç içerken şişe üzerindeki talimatlara dikkatlice uyun.
- When taking drugs, follow the directions on the bottle carefully.
Sorular sormayın. Sadece emirlere uyun.
- Don't ask questions. Just follow orders.
Buradan canlı çıkmak istiyorsan, beni izle.
- If you want to get out of here alive, follow me.
though oft looking backward, well she vewd, / Her selfe freed from that foster insolent, / And that it was a knight, which now her sewd, / Yet she no lesse the knight feard, then that villein rude.
Follow these instructions to the letter.
Follow that car!.
... life seems to peacefully follow its course ...
... state or to the school district, I'd have go ' if you will, follow the child and let ...