Hakem her iki tarafı da desteklememelidir.
- A referee should not favor either side.
Her iki yol da seni istasyona götürecektir.
- Either way will lead you to the station.
Çocuklardan hiçbirini görmedim.
- I didn't see either boy.
Şapkaların hiçbirinden hoşlanmıyorum.
- I don't like either hat.
Çirkin değilim ama güzel de değilim.
- I'm not ugly, but I'm not pretty either.
O, sporların düşkünü değildir, ben de değilim.
- He is not fond of sports, and I am not either.
Ya becerikli ya da tembel ama her ikisi değil.
- Either skillful or lazy. But not both.
Kızların her ikisini de tanımıyorum.
- I don't know either girl.
Dışarı çıkmak mı yoksa evde kalmak mı istiyorsun? Her ikisi de benim için uygun.
- Do you want to go out or stay at home? Either is OK with me.
Tom'un ebeveynlerinin her ikisi de o sadece bir bebekken öldüler bu yüzden onlardan herhangi birini hatırlamıyor.
- Both of Tom's parents died when he was just a baby, so he doesn't remember either one of them.
İkisinden biri gitmeli.
- Either of the two must go.
İki eski âşık arkadaş kalabiliyorsa, ya onlar hâlâ aşıktır ya da hiç olmadılar.
- If two past lovers can remain friends, it's either because they are still in love, or they never were.
İki kızın her birini tanıyor musun?
- Do you know either of the two girls?
İki kitaptan herhangi birini alabilirsin.
- You may take either of the two books.
Bu pulların ikisinden birini sana vereceğim.
- I'll give you either of these stamps.
Bunların ikisinden birine sahip olabilirsiniz, fakat ikisine birden değil.
- You can have either of these, but not both.
Bardaklardan herhangi birini alabilirsin.
- You may take either of the glasses.
Elmaların herhangi birini al.
- Take either of the apples.
kullanıldığı yere gore sıfat,zamir,zarf ve bağlaç olabiliyor.
İki kızın her birini tanıyor musun?
- Do you know either of the two girls?
Tom ne birayı ne de şarabı sever.
- Tom doesn't like either beer or wine.
Tom ne İngilizce ne de Fransızca konuşuyor.
- Tom doesn't speak either French or English.
Ya becerikli ya da tembel ama her ikisi değil.
- Either skillful or lazy. But not both.
Tom'un ebeveynlerinin her ikisi de o sadece bir bebekken öldüler bu yüzden onlardan herhangi birini hatırlamıyor.
- Both of Tom's parents died when he was just a baby, so he doesn't remember either one of them.
İster evlen ister bekar kal, öyle ya da böyle pişman olacaksın.
- Whether you get married or stay a bachelor, you'll regret it either way.
İkinizden biri kahve ister misiniz?
- Would either of you like coffee?
İki eski âşık arkadaş kalabiliyorsa, ya onlar hâlâ aşıktır ya da hiç olmadılar.
- If two past lovers can remain friends, it's either because they are still in love, or they never were.
Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.
- Either be as you seem or seem as you are.
Her hands, long and beautiful, lay on either side of her face.
Either you eat your dinner or you go to your room.
And either vowd with all their power and wit, / To let not others honour be defaste .
... In either case, we think what we've built here is a stream ...
... The sales are either stable or rising. ...