to denote association in thought, as for comparison or contrast

listen to the pronunciation of to denote association in thought, as for comparison or contrast
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to denote association in thought, as for comparison or contrast в Английский Язык Турецкий язык словарь

with
{e} ile

Bilim yaş ile otomatik olarak gelmez. - Wisdom does not automatically come with age.

Lütfen bir dolmakalem ile yaz. - Please write with a pen.

with
yanında

Ben, bu tartışmada onların yanında yer aldım. - I took sides with them in the argument.

Ne yazık ki yanında sadece beş dolar vardı. - Unfortunately she only had five dollars with her.

with
yanına

Tom neredeyse yanına bir şemsiye almayı unutuyordu. - Tom almost forgot to take an umbrella with him.

Yanına bir şemsiye almadı. - He didn't take an umbrella with him.

with
-in lehinde
with
canlı

Ben özellikle bu canlı portreden memnunum. - I am pleased with this vivid portrait in particular.

Kedi canlı bir fare ile oynuyordu. - The cat was playing with a live mouse.

with
uyanık
with
ile beraber

Leyla, Sami ile beraber uyuşturucu kullanıyordu. - Layla was doing drugs with Sami.

Emily ile beraber gitmek istiyorum. - I want to go together with Emily.

with
-i olan
with
-e karşın
with
-den yana
with
-e karşı
with
-e rağmen
with
sayesinde

Yardımın sayesinde başarabildim. - With your help, I could succeed.

Yeteneğin sayesinde çok para kazanabilmelisin. - With your talent, you should be able to make a lot of money.

with
nedeniyle

Hastalık nedeniyle ödevimde erkek kardeşime yardım ettirmek zorunda kaldım. - I had to have my brother help me with my homework due to illness.

Biz kaza nedeniyle nadir bir durumla karşılaştık. - We were faced with an unusual situation because of the accident.

with
geri

Sonunda, Almanlar geri çekilmeye zorlandı. - In the end, the Germans were forced to withdraw.

Bence herkes biraz pişmanlık ile kendi çocukluğuna geri bakar. - I think everyone looks back on their childhood with some regret.

with
ile beraber/birlikte, ile: She's living with her aunt. Teyzesiyle beraber oturuyor. Will you come with us? Bizimle gelir misin? Wisdom
with
-li
with
(İnşaat) ile, birlikte
with
edat
Английский Язык - Английский Язык
with
to denote association in thought, as for comparison or contrast

    Расстановка переносов

    to de·note as·so·ci·a·tion in thought, as for com·pa·ri·son or con·trast

    Произношение

Избранное