Tom bu mesajı teslim etmek için buraya gelmemi istedi.
- Tom asked me to come here to deliver this message.
Amazon paketleri teslim etmek için dronlar kullanmak istiyor.
- Amazon wants to use drones to deliver packages.
Önümüzdeki pazartesiden önce her şeyi dağıtmak için elimizden geleni yapacağız.
- We'll do our best to deliver everything before next Monday.
Üzgünüm. Bunu dün teslim etmeliydim.
- I'm sorry. I should've delivered this yesterday.
Onlar savaştan sonra şehri düşmana teslim ettiler.
- After the battle they delivered the town to the enemy.