to consume, to use, to exhaust

listen to the pronunciation of to consume, to use, to exhaust
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to consume, to use, to exhaust в Английский Язык Турецкий язык словарь

spend
{f} harcamak

Tom eskisi kadar çok para harcamak istemiyordu. - Tom didn't want to spend as much money as he did.

İnsanların yeni mallara harcamak için daha fazla parası vardı. - People had more money to spend on new goods.

spend
{f} (vakit) geçirmek
spend
{f} para harcamak

Tom eskisi kadar çok para harcamak istemiyordu. - Tom didn't want to spend as much money as he did.

Tom kaç para harcamak zorunda olduğumuzu tam olarak bilmeli. - Tom should know exactly how much money we have to spend.

spend
{f} sperm dökmek (balık)
spend
{f} geçirmek (vakit)
spend
har vurup harman savurmak
spend
yemek

Eğer zayıflamak istiyorsan bir günü yemeksiz geçir. - If you want to lose weight, spend a day without meals.

Aileme yemek pişirmek için gereğinden daha fazla zaman harcamayacağım. - I didn't want to spend any more time than necessary cooking for my family.

spend
bol bol vermek
spend
tüket/geçir/harca
spend
{f} (spent)
spend
geçirmek spending money harcanacak para
spend
tüketmek
spend
bitirmek
spend
geçirmek

Hayatımı seninle geçirmek istiyorum. - I want to spend my life with you.

Yılın hangi zamanında genellikle sahilde zaman geçirmek istersin? - What time of year do you usually like to spend time on the beach?

spend
kaybetmek

Küçük kozmetik detaylar hakkında endişelenerek zaman kaybetmektense web sitemiz için içerik yaratarak zamanımızı harcamalıyız. - We should spend our time creating content for our website rather than wasting time worrying about minor cosmetic details.

spend
(pul) harcamak
spend
harca

Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz. - You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.

O harcadığından daha fazla para kazanıyor. - She earns more than she spends.

spend
(fiil) harcamak, geçirmek (vakit), tüketmek, etkisini azaltmak, sarfetmek, para harcamak, sperm dökmek (balık)
spend
{f} etkisini azaltmak
spend
{f} harcamak, sarfetmek
Английский Язык - Английский Язык
spend