Tom çok kibirli, değil mi?
- Tom is very conceited, isn't he?
Tom gerçekten kibirli, değil mi?
- Tom is really conceited, isn't he?
Tom, bir restoranda tek başına yemek yemenin yürek parçalayıcı olduğunu düşünmektedir.
- Tom thinks that eating at a restaurant by himself is pathetic.
Tom onun üzerinde düşünmek istiyor.
- Tom wants to think it over.
Onun Bay Brown olduğunu düşünüyorum.
- I think he is Mr Brown.
Bugün yağmur yağacağını düşünüyorum.
- I think it'll rain today.
Onun kendini beğenmiş tavrı beni deli ediyor.
- His conceited attitude makes me mad.
Gençlerde sık sık olduğu gibi, o kendini beğenmiş.
- As is often the case with teenagers, she's conceited.
Ne düşündüğünü tahmin etmek mümkün değil.
- There is no telling what he is thinking.
O herkesin ondan hoşlanmadığı düşüncesiyle çok dolu.
- He is so full of conceit that everybody dislikes him.