to conceive of something or someone (usually followed by of or on)

listen to the pronunciation of to conceive of something or someone (usually followed by of or on)
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to conceive of something or someone (usually followed by of or on) в Английский Язык Турецкий язык словарь

think
sanmak

Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir. - Many people think that sponge cake is difficult to bake, but if you use enough eggs, nothing can really go wrong.

think
düşünmek

Oğlumun hâlâ hayatta olduğunu düşünmek elimde değil. - I cannot help thinking that my son is still alive.

Tom onun üzerinde düşünmek istiyor. - Tom wants to think it over.

think
{f} düşün

Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür. - The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.

Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır. - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.

think
{f} düşünmek: Shut up! I'm thinking. Sus! Düşünüyorum. What are you thinking? Neyi düşünüyorsun? I'm thinking how ridiculous this
think
{f} zannetmek
think
{i} düşünce

Onu benim düşünce tarzıma ikna edebildim. - I managed to bring him around to my way of thinking.

Sanıyorum iyi bir düşünce değil. - I think it's not a good idea.

think
mütalaa etmek
think
{f} aklından geçirmek
think
tefekkür etmek
think
aklına sığdırmak
think
(Bilgisayar) düşünür

O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm. - Every time I hear that song, I think of my high school days.

Çocukken pamuklu şekerin ve bulutların benzer olduklarını düşünürdüm. - When I was a kid, I used to think that fairy floss and clouds were alike.

think
tahmin etmek

Ne düşündüğünü tahmin etmek mümkün değil. - There is no telling what he is thinking.

think
ummak
think
beklemek

Daha ne kadar beklemek zorunda olacağımızı düşünüyorsun? - How much longer do you think we'll have to wait?

Sanırım biraz daha beklemek zorundayız. - I think we have to wait a little more.

think
ölçünmek
think
hatıra getirmek
think
bir fikirde olmak
think
teemmül etmek
think
(fiil) düşünmek, saymak, anmak, sanmak, tasavvur etmek, zannetmek, aklından geçirmek, planlamak
think
{f} anmak
Английский Язык - Английский Язык
think

I tend to think of her as rather ugly.

to conceive of something or someone (usually followed by of or on)

    Расстановка переносов

    to con·ceive of some·thing or some·one (usually followed by of or on)
Избранное