to cause (someone) to receive (money)

listen to the pronunciation of to cause (someone) to receive (money)
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to cause (someone) to receive (money) в Английский Язык Турецкий язык словарь

earn
kazanmak

Onlar para kazanmak istiyorlardı. - They wanted to earn money.

O işten, ayda 500 doların üzerinde kazanmaktadır. - He earns over 500 dollars a month from that job.

earn
{f} para kazanmak

Ne kadar para kazanmak istersin? - How much money do you want to earn?

Eğer para kazanmak için buradaysan, Amerika bulunmak için hoş bir yer. - America is a lovely place to be, if you are here to earn money.

earn
edinmek
earn
kazandır/kazan
earn
kazan

Tom şehirde yaşamak için yeterli para kazanıyor mu? - Does Tom earn enough money to live in the city?

Hayatını İngilizce öğreterek kazanıyor. - He earns his living by teaching English.

earn
{f} kazanmak; kazandırmak
earn
doğrultmak
earn
para kazandırmak
earn
kazanç elde etmek
earn
(Ticaret) (para) kazanmak
earn
{f} hak etmek
Английский Язык - Английский Язык
earn

My CD earns me six percent!.

to cause (someone) to receive (money)
Избранное