to carry away

listen to the pronunciation of to carry away
Английский Язык - Турецкий язык
(Fiili Deyim ) 1- alıp götürmek 2- kendinden geçirmek , büyülemek
alıp götürmek
(Dilbilim) başını döndürmek
sürüklemek
(Dilbilim) çekip sürüklemek
(Askeri) direği kestirmek
aparmak
export
dışarıya vermek
export
dışarıya aktarmak
export
(Bilgisayar) gönder
carry away
coşturmak
carry away
alıp götür
carry away
büyülemek
carry away
özünden geçirmek
export
ihraç

Tom JPEG dosyaları nasıl ihraç edeceğini bulamadı. - Tom couldn't figure out how to export JPEG files.

Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir. - Australia exports a lot of wool.

export
ihraç etmek

Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir. - Australia exports a lot of wool.

Amerika Birleşik Devletleri milyarlarca dolar değerinde yolcu uçakları ihraç etmektedir. - The U.S. exports billions of dollars' worth of passenger airplanes.

export
ihraç malı
export
ihracat yapmak
export
{f} ihraç et

Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir. - Australia exports a lot of wool.

Ne ihraç etmek istiyorsunuz? - What would you like to export?

export
{i} ihracat

Yurtdışı gıda ihracatları tarım dayanaklarından biridir. - Overseas food exports are one of the mainstays of agribusiness.

İhracat işi iyi yapılmıyor. - The export business isn't doing well.

to away
uzaklıkta
carry away
ayartmak
carry away
taşımak
carry away
heyecanlandırmak
carry away
götürmek
export
ihraç etme

Malları gizlice ihraç etmeye devam ettiler. - They continued to export goods secretly.

Kurak bir ülkeden yağışlı Avrupa'ya su ihraç etmek saf çılgınlık. - Exporting water from an arid country to the rainy Europe is pure folly.

export
{f} ihraç etmek, (malı) yurtdışına satmak; dışarıya mal göndermek, ihracat yapmak
export
{i} dışsatım
export
ihraç malı/ihracat
export
{f} dışarıya satmak
export
ihraç edilen
Английский Язык - Английский Язык
export
to break under sudden pressure of violent wind
remove from a certain place, environment, or mental or emotional state; transport into a new location or state; "Their dreams carried the Romantics away into distant lands"; "The car carried us off to the meeting"; "I'll take you away on a holiday"; "I got carried away when I saw the dead man and I started to cry"
charm, enchant, spellbind
to carry away

    Расстановка переносов

    to car·ry a·way

    Турецкое произношение

    tı käri ıwey

    Произношение

    /tə ˈkarē əˈwā/ /tə ˈkæriː əˈweɪ/
Избранное