to bring up; to grow

listen to the pronunciation of to bring up; to grow
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to bring up; to grow в Английский Язык Турецкий язык словарь

raise
büyütmek (çocuk)
raise
{f} artırmak
raise
{f} yetiştirmek

Bu, çocukları yetiştirmek için iyi bir yer olurdu. - This would be a good place to raise kids.

Bu, çocuk yetiştirmek için böylesine harika bir yer olurdu. - This would be such a great place to raise kids.

raise
{i} yükselme

O yükselmeyi hak ediyorum. - I deserve that raise.

raise
{i} çıkıntı
raise
{f} zam yapmak
raise
bir araya getirmek
raise
şardonlamak
raise
(Teknik,Tekstil) tüylendirmek
raise
refetmek
raise
büyütmek

Bekar bir anne için iki işte çalışmak ve 5 çocuk büyütmekten daha ne zor olabilir? - What's harder than for a single mother to work 2 jobs and raise 5 kids?

Sami'nin karısı çocuğunu yalnız başına büyütmek için ayrıldı. - Sami's wife was left to raise her child alone.

raise
öndürmek
raise
{f} neden olmak
raise
(isim) çıkıntı, kabartı, yükselme, artış, zam, yokuş, rampa
raise
{f} kabartmak
raise
{f} son vermek
raise
toplamak besleyip üretmek
raise
ses yükseltmek
raise
(fiil) kabartmak, kaldırmak, artırmak, yükseltmek, dikmek, ayağa kaldırmak, yol açmak, neden olmak, toplamak, yetiştirmek, büyütmek, beslemek, zam yapmak, son vermek, ruh çağırmak, karayı görmek
Английский Язык - Английский Язык
raise

Chew with your mouth shut — were you raised in a barn?.

to bring up; to grow
Избранное