Tom Mary ile ilişkiyi bitirmek istemiyor.
- Tom doesn't want to break up with Mary.
O onunla ilişkiyi bitirmek istiyordu.
- She wanted to break up with him.
Tom nihayet Mary'den ayrılmaya karar verdi.
- Tom finally decided to break up with Mary.
Ondan ayrılmayı planlıyorum.
- I plan to break up with her.
Break up the cheese and put it in the salad.