O mutlu olmak için her şeyi yaptı.
- He did everything to become happy.
Bu dünyada erkekler zengin olmak için değil, mutlu olmak için var olurlar.
- Men do not exist in this world to become rich, but to become happy.
Çocuk muhtemelen ebeveynlerini neşelendirmek için yalan söyledi.
- The boy told a lie, probably to cheer up his parents.
Amacım mutlu olmaktır.
- My goal is to become happy.
O mutlu olmak için her şeyi yaptı.
- He did everything to become happy.
Cheer up! Things could be worse.