Bu, elinin biri arkanda bağlıyken biriyle dövüşmek gibidir.
- This is like fighting someone with one arm tied behind your back.
Sözleşme imzaladığımız için kararımıza bağlıydık.
- We were tied to our decision because we signed the contract.
Tek bir şirkete bağlanmak istemiyorum.
- I don't want to be tied to one company.
Onlar hırsızı ağaca bağladılar.
- They tied the thief to the tree.
Tom teknesini iskeleye bağladı.
- Tom tied his boat to the dock.
Tek bir şirkete bağlanmak istemiyorum.
- I don't want to be tied to one company.
Kitaplar birbirine bağlanmıştı.
- The books were tied up in a bundle.
Uyandığımda, kendimi bağlanmış buldum.
- When I woke up, I found I had been tied up.
... there's a lot tied up in that question. ...
... Now, we're able to do this because your book purchase is tied to your Google account, not ...