Tom sorunun değişmez olduğunu düşündü.
- Tom considered the problem settled.
Onlar Kanada'ya yerleştiler.
- They settled in Canada.
O, müzik dinlemek için koltuğuna yerleşti.
- He settled down in his armchair to listen to the music.
... during the month of october the caterpillar settled and they're still ...
... and settled into just the right conditions to support life. ...