Apartmanında tek başına olduğunda, bağımsız hissedersin. Odanda tek başına olduğunda, özgür hissedersin. Yatağında tek başına olduğunda, yalnız hissedersin.
- When you're alone in your apartment, you feel independent. When you're alone in your room, you feel free. When you're alone in your bed, you feel lonely.
Hiç kimse gerçekten özgür değildir, çünkü bağımsızlıklarının kölesi olan insanlar var.
- Nobody is truly free, because there are people who are slaves of their independence.
Eğer bedavaysa, alabildiğiniz kadar alın.
- If it's free, get as much as you can.
Bedavaya bir dil öğrenin.
- Learn a language for free.
Onu neredeyse beleşe aldım.
- I got it practically for free.
Ve biz beleş bir pizza aldık.
- And we got a free pizza.
Batı Berlin Sovyet kontrolünden muaf kalacaktı.
- West Berlin would remain free of Soviet control.
Bu eşyalar vergiden muaf.
- These goods are free of tax.
Rehineler yarın serbest bırakılmış olacak.
- The hostages will be released tomorrow.
Tutuklu erkenden serbest bırakılmasını istedi.
- The prisoner asked to be released early.
Tom geçen ay cezaevinden serbest bırakıldı.
- Tom was released from prison last month.
Tom hastaneden serbest bırakıldı, ama ateşli silah yarası hâlâ iyileşiyordu.
- Tom had been released from the hospital, but he was still recovering from the gunshot wound.
Tom hapishaneden bırakıldı.
- Tom has just been released from prison.
Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir.
- This means you can reuse them freely for a textbook, for an application, for a research project, for anything!
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
... that you recently released, which is awesome, you have the ...
... released from your new album Teenage Dream, what's the ...