John Rutledge şiddetle karşı çıktı.
- John Rutledge disagreed strongly.
Sen katılmayabilirsin ve beni sorgulamaya cesaret edebilirsin ama hatırla, duygu karşılıklıdır.
- You may disagree with and venture to question me, but remember, the feeling's mutual.
O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.
- She promised her father to be in time for lunch.
Tom'un yerinde olmak istemem.
- I wouldn't like to be in Tom's shoes.