O haber raporu gerçeklerle tutarsız.
- That news report is inconsistent with the facts.
Yarışmalardaki tutarsız performansı takımla ilişiğinin kesilmesinin nedeniydi.
- His inconsistent performance at competitions is why he was cut from the team.
Tom çapraz ateşe yakalandı.
- Tom was caught at the crossfire.
Başkalarıyla konuşurken, kollarınız çaprazlama bağlı şekilde onu yapıyorsunuz.
- When you talk to others, you're doing it with your arms crossed.
Karım kollarını bağladığında ve ayağını yere vurduğunda, onun kızgın olduğunu biliyorum.
- When my wife crosses her arms and taps her foot I know she's angry.
Başkalarıyla konuşurken, kollarınız çaprazlama bağlı şekilde onu yapıyorsunuz.
- When you talk to others, you're doing it with your arms crossed.
Bir kamyon yolun ortasında çaprazlamasına durdu.
- A truck stopped crosswise in the middle of the road.