Trafik ışıkları trafiği yönlendirmek için kullanılır.
- Traffic lights are used to direct traffic.
Sami bir film yönetmek istiyordu.
- Sami wanted to direct a film.
Bu Londra'ya giden direkt bir yoldur.
- This is a direct road to London.
O bir direkt uçuş mu?
- Is it a direct flight?
O yayınlama için bir dergi hazırlanmasında sorumlu oldu.
- He was in charge of preparing a magazine for publication.
Bundan ben sorumluyum.
- I am in charge of this.
Tom'un kötü bir yön kestirme yeteneği var.
- Tom has a poor sense of direction.
Tom'un yerinde olmak istemem.
- I wouldn't like to be in Tom's shoes.
O anda Boston'da olmak müthiş heyecan vericiydi.
- It was tremendously exciting to be in Boston at that time.
Bu cümleler doğrudan doğruya bağlantılı değildir.
- These sentences are not directly linked.
Çıplak gözle güneşe doğrudan doğruya bakmamalısın.
- You should never look directly at the Sun with the naked eye.
Anlamıyorum; daha açık olmak zorundasın.
- I don't understand; you have to be more direct.
İmalatçının açıklamasına göre, her on yılda bir değiştirilmeli.
- According to the manufacturer's directions, tires should be changed every 10 years.
Bu şirkette çalışan kadınlardan yükümlü olacaksın.
- You'll be in charge of the women working in this factory.
Bir kaptan, gemisinden ve ekibinden yükümlüdür.
- A captain is in charge of his ship and its crew.
... charge of what's running on it, at least as between you and corporations, or you and the ...
... But we are not in charge of maintaining or trying to build ...