Tüm yapmanız gereken düğmeye dokunmak.
- All you have to do is touch the button.
Elbiseye düğme eklenmiş.
- The button is attached to the dress.
Lütfen bu düğmeleri dik.
- Please sew these buttons on.
Cekette düğmeler var.
- There are buttons on the coat.
Tom, Kızılhaç rozeti takıyor.
- Tom is wearing a Red Cross button.
Elbiseni o kadar çok seviyorum ki keşke basabileceğim bir 'Seviyorum' butonu olsa.
- I like your dress so much I wish there was an 'I like' button I could press.
Bir bilet almak için sadece butona basmalısın.
- You have only to push the button to get a ticket.